Bilindiği üzere Santorini, Yunan Adaları içinde en populer olanlarından. Gemi turları ile sıklıkla uğranan Santorini Adası, yılın her dönemi turistlerce ziyaret ediliyor ve en pahalı Yunan Adalarından biri olarak kabul ediliyor. Özellikle evlilik törenleri, balayı tatilleri ve dünya jet sosyetesi için çok önemli bir destinasyon olan Santorini, Türkiye’den de en çok tercih edilen gemi turları rotaları arasında kabul ediliyor.
Geçtiğimiz yıllarda zaten hayli populer olan Santorini Adası’nın ününe ün katacak bir gelişme oldu. Bilim adamları Santorini üzerinde binlerce yıl önce inşa edilmiş bir şehrin kalıntılarına ulaştılar. Aynı Pompei gibi yanardağ patlaması sonucu yok olduğuna inanılan şehrin gelişmişlik düzeyi bilim adamlarını hayli şaşırttı. Santorini’de bulunan bu yeni kalıntıların, bilim dünyasında ve tarih alanında çığır açacağına inanılıyor. Bu nedenle Platon’un eserlerinde refah düzeyi hayli yüksek ve ütopik bir ülke olarak tasvir ettiği Atlantis’in Santorini’de bulunabileceğine inanan bilim adamları, bu konuda açıklamalar yaptılar.
SANTORİNİ’DEKİ ATLANTİS
Santorini’nin Atlantis olabileceğine dair söylentiler, aslında 60′lı yıllarda başladı. Bu yıllarda adada Akrotiri kazıları yapılmaya başlanmıştı. Ancak kazılar henüz başladığından, ören yeri hakkında çok az bilgi vardı. Bu nedenle Santorini’de bulunan Akrotiri antik kentinin Atlantis olmasıyla ilgili iddialar, bilim adamlarınca komik bulunuyordu. Ancak yıllar içinde Akrotiri’deki kazılar ilerledi ve antik şehre dair bilgiler, bolkanik küllerin altından yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Akrotiri’deki evlerin duvarlarında tıpkı Platon’un Atlantis’te olduğunu iddia ettiği gibi motifler barındırdığı anlaşıldı önce. Ardından antik kentte bulunan binaların çağdaşlarına göre çok gelişmiş bir mimari ile inşa edildikleri tespit edildi. O sıralarda Avrupa’da bulunan en gelişmiş uygarlık Helen uygarlığı idi ve tek katlı kulübe benzeri kerpiç evlerde yaşıyorlardı. Oysa Akrotiri’deki evler iki hatta üç katlı idi. Evler modern mimaride de kullanılan kolon ve kirişlerle inşa edilmişti. Ayrıca kilden pişmiş tuğlalar kullanılmıştı. Üstelik evlerin kanalizasyon sistemleri, modern tuvaletleri andıran bir sistemle işleyen tuvaletleri ve mutfakları bulunuyordu. Mutfaklardan su akıyordu ki bu, neredeyse iki bin yıl sonra uygulanmaya başlanacak bir uygulama idi. Bunların yanında Akrotiri, dairesel bir şekiile konumlandırılmıştı. Her şey merkeze yol alıyordu. Akrotiri’de bulunan saray ise, günümüz için bile hayli komplike ve karmaşık bir mimariye ve de plana sahip çok önemli bir eserdi. Tüm bu bulgular Santorini Adası’nda bulunan Akrotiri ören yerinin Atlantis olabileceği düşüncelerini güçlendirdi. Artık bilim adamları da ciddi ciddi bu ihtimal üzerinde durmaktalar.
ATLANTİS
Çok uzun yıllardır, dünya üzerinde nerede bir antik şehir keşfedilse, ilk olarak oranın Atlantis olup olamayacağı düşünülür. Dünyanın en populer efsanesi için her yıl ayrı söylentiler yayılır. Kimi tarihçiler Atlantis’in Amerika kıtası ile Avrupa kıtası arasında olduğuna inanıyor. Kimileri ise Atlantis’in aslında bir uzay gemisi olduğuna ve bir gecede dünyadan uzaklaştığına… Ama Atlantis, tarihçilerin ve akademisyenlerin aklını kurcalamaya devam ediyor.
Atlantis fikri ilk olarak Helenistik düşünür Platon’un yazıtlarında ortaya çıktı. Önceleri Platon tarafından bir tür ütopya olması amacıyla kurgulandığı zannedildi. Ancak ardından Platon’un var olanı anlatmış olabileceği düşünülerek, dünyanın çeşitli bölgelerinde Atlantis arandı duruldu. Atlantis’i arayan kaşifler ve macera tutkunları ne yazık ki bu güne kadar hiçbir şey bulamadılar. Atlantis, hala aranmaya devam ediyor.
Platon’a göre Atlantis, çağdaşlarından çok farklı, son derece ileri, teknoloji sahibi, dingin ve barışçıl bir uygarlıktır. Demokrasi ile yönetilir ve halkı kibirden uzaktır. Ancak gene Platon’a göre Atlantis, bir gecede sulara batmış ve yok olmuştur.
